Her ne kadar deprem mücbir sebeplerden biri olsa da deprem nedeniyle zarar görenler bu zararları için idari yargıda dava açabilirler. Bu tür dava, tam yargı davası olarak bilinir ve tazminat talep eden tarafın açtığı bir davadır.
Depremden Zarar Görenler İçin İdare Mahkemelerinde Tazminat Davası Açılması
İdare mahkemelerinde dava açmak için davalı olarak mutlaka bir idare bulunmalıdır. Dolayısıyla, deprem kaynaklı zararlar için dava açılacak bir idarenin varlığı şarttır. Deprem nedeniyle açılacak dava büyük olasılıkla tam yargı davası olacaktır, yani tazminat davası olacaktır ve bu nedenle zarar gören tarafından bir tazminat talep edilecektir. Elbette tazminat talep etmek için öncelikle bir zararın oluşması ve bu zararın idarenin eylemlerinden veya ihmallerinden kaynaklanması gerekmektedir.
Deprem nedeniyle ortaya çıkan zararlar genellikle iki ana kategoride incelenebilir:
- Binalar ve diğer yapılar nedeniyle oluşan zararlar.
- Can kaybı ve manevi zararlar.
İdareler, özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler ve İl Özel İdareleri, bir yerleşim yerinin planlama ve imar aşamalarında yetkili ve görevli olduklarından, bu görevleri gereği yaptıkları işlemlerden ve yapmaları gereken işlemleri yerine getirmediklerinden kaynaklanan olumsuz sonuçlardan sorumludur.
Bu durumda, idarenin sebep olduğu zararlar, idarenin eylemlerinden veya hareketsizliklerinden (yani sunması gereken hizmeti iyi sunamamalarından) kaynaklanmaktadır.
İdari yargıda, işlemden kaynaklanan zararlar için dava açma süresi 60 gün, eylemden kaynaklanan zararlar için ise 1 ve 5 yıllık sürelerle sınırlıdır.
Danıştay ve diğer idari yargı yerleri, deprem nedeniyle oluşan zararlarda, idarenin kısmen işlem ve kısmen de eylemsizlikten kaynaklı olarak dahlinin bulunduğu durumlarda, depremin şok edici etkisini de nazara alarak davacıların lehine yorum yapmakta ve bu tür davaların 60 günlük dava açma süresine değil, daha uzun olan 1 yıllık ve 5 yıllık süre şartına göre ele alınması gerektiğine karar vermektedirler.
Depremden Zarar Görenlerin İdare Mahkemesinde Dile Getirebilecekleri Talepler Ve Dava Süreci
İdare mahkemelerinde açılacak davalar daha çok iptal davaları yerine tam yargı davası şeklinde açılır. Tam yargı davası, tazminat davası olarak bilinir.
Tazminat talebinde bulunabilmek için deprem nedeniyle ortaya çıkan zararda idarenin kusurlu olması önemlidir. Bu tür davalar genellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler ve İl Özel İdareleri gibi idarelere karşı açılsa da başka idarelere karşı da açılabilir.
Örnek vermek gerekirse, deprem nedeniyle bir idareye ait olan binanın çatısının veya bacasının bakımsız olduğu ve bu nedenle depremde yıkıldığı ve zarar gören kişilere can veya mal kaybı şeklinde zararlar verdiği düşünülebilir. Bu gibi durumlarda, zarar görenler idareye karşı dava açma hakkına sahiptir.
Ayrıca, bu tür durumlarda bir hukukçudan yardım almak, zarara uğrayanlar için faydalı olacaktır.
Öte yandan, mahkemelerin dava açma süresini geniş yorumladığını belirtmek önemlidir. Genelde depremle birlikte, yani deprem tarihinde zarar oluşmuş olsa dahi, hak düşürücü süreler olan 1 ve 5 yıllık süreler dolsa bile dava açmak mümkün olabilir. Bu nedenle, zarara uğrayan kişilerin aradan geçen zamanı bahane ederek hak aramaktan vazgeçmemeleri önemlidir. Bu tür durumlar, adliye mahkemelerinde görülen ceza davaları, hukuk davaları veya savcılıkta yürütülen soruşturmaların sonuçlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Unutulmamalıdır ki, savcılığa veya polise gidip şikâyette bulunmak, devletin adli veya idari yargıda açılması gereken davalara zaten kendiliğinden müdahale edeceği anlamına gelmez. Bu nedenle, hak kaybına uğramadan dava açabilmek ve ikinci bir üzüntü yaşamamak için bir avukattan hukuki yardım almak önemlidir.
Depremden kaynaklanan zararlar arasında şunlar yer alabilir:
- Yıkılan bina bedeli,
- Zayi olan eşyalar,
- Hasar gören araçlar,
- Kiraya çıkılması nedeniyle ödenmek zorunda kalınan kira bedelleri ve hatta yıkım nedeniyle kaybolan hatıralardan kaynaklı manevi zararlar.
Hükmedilecek tazminat, idarenin kusur oranına göre belirlenecektir.
Ayrıca, depremde hayatını kaybeden bir kişinin yakınları, manevi tazminat talebinde bulunabilir ve kaybettikleri kişinin sağladığı destekten yoksun kaldıkları için maddi tazminat talep edebilir.
Bu tür davalarda, ailenin tüm fertleri ayrı ayrı dava açabileceği gibi aile üyeleri birlikte tek bir dava açarak oluşan maddi ve manevi zararlar için talepte bulunabilir. Mahkeme, bilirkişi incelemesi sonucunda her davacının ne kadar maddi ve manevi tazminat alacağına karar verecektir.
Yukarıdaki açıklamalar, müteahhide, sigorta şirketine dava açılmasını veya suç duyurusunda bulunulmasını engellemez. Bu tür mercilere başvurulsa bile yaptıkları incelemelerde idarenin kusurlu olduğu tespit edilebilir ve bu da idari yargıda açılması gereken davaların oluşan zararın giderilmesi açısından önemli olduğunu gösterir. Ayrıca, idare mahkemelerinde açılmamış hususları da idare mahkemesine taşımak için değerli bir fırsat sunar.
Sonuç
İdare Hukuku konusunda uzman bir ekip ile çalışan Emef Hukuk idare avukatı olarak, etkin ve güncel çözümler sunmaktadır. Sizler de bu konuda dava ve danışmanlık hizmetine ihtiyacınız olur ise bizleri telefon numaralarımızdan arayabilirsiniz.