Türk Borçlar Kanunu‘nda kiracı tahliye davası ve kiracı tahliyesi ile ilgili bazı önemli hükümler bulunmaktadır. Kiraya veren veya kiracının, kira sözleşmesini sona erdirmek veya kiralananı tahliye etmek istediği durumları düzenleyen bu hükümler aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Kiracının İstemeye Bağlı Fesih Hakkı (Kira Sözleşmesini Sonlandırma Hakkı):
- Kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresi bitiminden önce, belirli süreli veya belirsiz süreli sözleşmelerin ise her zaman fesih hakkına sahiptir.
- Kiracı, kira sözleşmesini sona erdirmek istediğinde, belirli süreli sözleşmelerde belirli sürenin bitiminden en az 15 gün önce, belirsiz süreli sözleşmelerde ise her zaman yazılı olarak bildirimde bulunabilir.
Kiracının Ölümünde Sözleşmenin Sürdürülmesi
- Ölen kiracının ortakları veya bu ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten mirasçıları ve ölen kiracı ile birlikte aynı konutta oturanlar, kira sözleşmesini ve kanun hükümlerini uydukları sürece, taraf olarak kira sözleşmesini sürdürebilirler.
Kiracıdan Kaynaklanan Sebeplerle Tahliye
Kiracı, belirli koşullar altında kiralananı boşaltmak istemese dahi, belirli hallerde kiraya verenin tahliye davası açmasına sebep olabilir:
- Kiracının kira bedelini ödememesi,
- Belirli bir tarihte kiralananı boşaltmayı taahhüt etmesine rağmen boşaltmaması,
- Kiraya verenin belirli koşulları yerine getirerek tahliye etme hakkını kazanmış olması.
Kiraya Verenden Kaynaklanan Sebeplerle Tahliye
Kiraya veren, belirli sebeplerle kira sözleşmesini sona erdirebilir ve tahliye davası açabilir:
- Kendi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi,
- Kiralananın yeniden inşası, imarı, onarımı, genişletilmesi gibi nedenlerle kullanma zorunluluğu,
- Kiralananın sonradan edinilmesi ve aynı gereksinim sebebiyle kullanma zorunluluğu.
Yeniden Kiralama Yasağı
- Kiraya veren, gereksinim amacıyla tahliye edilen kiralananı belirli bir süre (örneğin üç yıl) geçmeden, eski kiracısından başkasına kiralayamaz. Bu, özellikle kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla boşaltılmasının ardından uygulanır.
Bu özetleme, Türk Borçlar Kanunu’nda kiracı tahliyesi ve tahliye davası ile ilgili bazı temel hükümleri içermektedir. Kiracı ve mal sahibi arasındaki ilişkiyi düzenleyen kira sözleşmesinde de belirli hükümler bulunabilir.
Tahliye davaları, genellikle mahkeme yoluyla çözümlenir ve ilgili yasal süreçler takip edilir.
Kiraya Verenden Kaynaklanan Tahliye Davası Sebepleri
Kiraya verenden kaynaklanan tahliye davası sebepleri, kiracının kiraya veren tarafından tahliyesini talep ettiği durumları ifade eder.
1. Kiraya Verenin Kullanma İhtiyacı: Kiraya veren, kiracıya ihtiyacı olan taşınmazı kendi kullanımı için talep edebilir. Kiraya veren, kişisel kullanımı, aile fertlerinin kullanımı veya birinci derece kan veya kayın hısımlarının kullanımı için taşınmazı tahliye ettirebilir. Bu durumda, kiraya veren tahliye davası açarak kiracının tahliyesini talep edebilir.
2. İnşaat veya Yenileme İhtiyacı: Kiraya veren, kiralanan taşınmazı inşaat veya yenileme çalışmaları için boşaltmak isteyebilir. Bu durumda, kiraya veren taşınmazı kullanarak yapacağı inşaat veya yenileme çalışmaları için kiracının tahliyesini talep edebilir.
3. Kira Bedelinin Ödenmemesi: Kiraya veren, kiracının kira bedelini belirli bir süre içinde ödememesi durumunda tahliye davası açabilir. Kiracının kira bedelini sürekli olarak geciktirmesi veya ödememesi, kiraya verene tahliye davası açma hakkı verir.
4. Kiracının Kiracılık Hukukuna Aykırı Davranışları: Kiraya veren, kiracının kiracılık hukukuna aykırı davranışları sebebiyle tahliye talep edebilir. Kiracının taşınmazı ağır şekilde kullanması, kiracılık hakkını başkasına temlik etmesi veya taşınmazı kiraya verenin haklarını ihlal edecek şekilde kullanması gibi durumlar, kiraya vereni tahliye davası açmaya teşvik edebilir.
Yukarıda belirtilen sebepler, kiraya verenden kaynaklanan tahliye davası sebeplerine örnek olarak verilebilir. Ancak her durum, ayrıntılı olarak incelenmeli ve ilgili yasal düzenlemeler ve mahkeme kararları dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Kiraya verenin tahliye talebinin geçerli olması için, ilgili yasal düzenlemelerde belirtilen şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Tahliye davası açmadan önce bir hukuk uzmanına danışmak, kiraya verenin haklarını ve yükümlülüklerini tam olarak anlamasına yardımcı olabilir.
Yeni Malikin Gereksinimi Nedeniyle Tahliye Davası
Taşınmazın yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliyesini talep etmek için yeni malikin bazı şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye davası, taşınmazın yeni malik tarafından kişisel veya ailevi gereksinimler için kullanılması durumunda açılan bir davadır.
Yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye davası için gerekli şartlar şu şekildedir:
1. Yeni Malikin Kişisel veya Ailevi Gereksinimi: Yeni malik, taşınmazı kendisi veya ailesi için kişisel veya ailevi gereksinimlerine dayanarak tahliye talep edebilir. Bu gereksinim, taşınmazın yeni malik tarafından oturulması veya kullanılması ihtiyacını içerebilir.
2. Taşınmazın Edinilmesi: Yeni malik, taşınmazı mülkiyeti altına aldıktan sonra, kişisel veya ailevi gereksinimi nedeniyle tahliye davası açabilir. Yeni malikin, taşınmazın mülkiyetini veya kiraya verilmesini takiben belli bir süre içinde tahliye davası açması gerekebilir.
3. İkametgâh Şartı: Yeni malikin, tahliye talep etmesi için taşınmazda ikamet etmesi gerekebilir. Yani, yeni malikin taşınmazı kendi ikametgâhı olarak kullanması gerekmektedir.
4. Alternatif Taşınmaz Sunulması: Yeni malikin, tahliye talebinin geçerli kabul edilmesi için, kiracıya alternatif bir taşınmaz sunması gerekebilir. Bu, kiracının yeni bir yerleşim yeri sağlanması veya benzer nitelikte bir taşınmazın kiraya verilmesi şeklinde gerçekleşebilir.
Yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye davası açabilmesi için yukarıdaki şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Ancak her durum, ayrıntılı olarak incelenmeli ve ilgili yasal düzenlemeler ve mahkeme kararları dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Kiracıdan Kaynaklanan Sebeplerle Tahliye Edilmesi
Kiracıdan kaynaklanan sebeplerle tahliye talebi, kiraya verenin kiracıya karşı tahliye davası açmasını gerektiren durumları ifade eder. Kiracıdan kaynaklanan sebeplerle tahliye edilmesi için aşağıdaki örneklerden bir veya birden fazlasının mevcut olması gerekmektedir:
1. Kira Bedelinin Ödenmemesi: Kiracının kira bedelini belirli bir süre içinde ödememesi veya eksik ödemesi, kiraya verene tahliye davası açma sebebi olabilir.
2. Kiracının Kiracılık Hukukuna Aykırı Davranışları: Kiracı, kiralanan taşınmazı kiracılık hukukuna aykırı şekilde kullanması, taşınmazı ağır şekilde hasar vermesi, kiraya verenin haklarını ihlal etmesi gibi durumlar tahliye davası açılmasını gerektirebilir.
3. Taşınmazın Devri veya Alt Kiraya Verme: Kiracının, kiralanan taşınmazı başka bir kişiye devretmesi veya alt kiraya vermesi, kiraya verenin tahliye talebinde bulunmasına neden olabilir. Kiracı, kiraya verenin önceden yazılı iznini almadan taşınmazı devretmemelidir.
4. Kira Sözleşmesinin Süresinin Dolması veya İhbardan Sonra Tahliye Etmeme: Kiracının, kira sözleşmesinin süresinin dolmasının ardından veya ihbardan sonra taşınmazı boşaltmaması durumunda, kiraya veren tahliye davası açabilir.
Kiracının Kirayı Ödememesi Nedeniyle Tahliye Edilmesi
Kiracının kira bedelini ödememesi durumunda kiraya verenin tahliye davası açarak kiracının tahliyesini talep etme hakkı vardır. Kiracının kirayı ödememesi nedeniyle tahliye edilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:
1. Kira Bedelinin Ödenmemesi: Kiracının, kira bedelini belirli bir süre içinde ödememesi veya eksik ödeme yapması durumu söz konusu olmalıdır. Kiracının kira borcunu sürekli olarak geciktirmesi veya ödememesi, kiraya verene tahliye davası açma hakkı verir.
2. İhtarname Gönderilmesi: Kiraya veren, kiracının kira bedelini ödemediği durumda öncelikle kiracıya yazılı bir ihtarname göndermelidir. İhtarname, kiracıya kira borcunu belirli bir süre içinde ödemesi gerektiğini bildirmelidir. İhtarname gönderildikten sonra belirtilen sürede kira borcu ödenmezse, kiraya veren tahliye davası açabilir.
3. İcra Takibi veya Kesinleşmiş Mahkeme Kararı: Kiracının kira bedelini ödememesi nedeniyle icra takibi yapılması veya kira alacaklarının kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş olması, kiraya verene tahliye davası açma yetkisi verir. İcra takibi sonucunda veya mahkeme kararıyla kira borcunun kesinleşmiş olması, kiracının tahliyesine temel teşkil eder.
Yukarıda belirtilen şartlar, Türk hukukunda kiracının kirayı ödememesi nedeniyle tahliye edilmesi için gereklidir. Ancak her durum, ayrıntılı olarak incelenmeli ve ilgili yasal düzenlemeler ve mahkeme kararları dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Kiracının Aynı İlçe Veya Belde Sınırları İçinde Evi Olması Nedeniyle Tahliye Edilmesi
Kiracının aynı ilçe veya belde sınırları içinde başka bir evinin bulunması nedeniyle tahliye edilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:
1. Aynı İlçe veya Belde Sınırları İçinde Başka Bir Ev Sahipliği: Kiracının, kiralanan taşınmaz dışında aynı ilçe veya belde sınırları içinde başka bir evinin bulunması gerekmektedir. Kiracının kendi veya ailesi için aynı ilçe veya belde sınırları içinde ikamet edebilecek bir ev sahibi olması, tahliye sebebi olarak kabul edilir.
2. Yazılı Talep: Kiracının, kira sözleşmesinin süresi dolmadan en az bir ay önce yazılı olarak tahliye talebinde bulunması gerekmektedir. Kiracının aynı ilçe veya belde sınırları içindeki diğer evinde ikamet etmek istemesi durumunda, bu talebini kiraya verene yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir.
3. Kiraya Verenin İkamet Yerinin Değişmediği Durumlar: Kiracının tahliye talebi, kiraya verenin ikamet yeri değişikliği veya taşınmazın aynı ilçe veya belde sınırları içinde olmayan bir yerde bulunması durumunda geçerli değildir. Yani, kiraya verenin ikamet yeri aynı ilçe veya belde sınırları içinde ise ve taşınmaz bu sınırlar içindeyse kiracının tahliye talebi geçerli olabilir.
Kiracının aynı ilçe veya belde sınırları içinde başka bir evinin bulunması nedeniyle tahliye edilmesi için yukarıdaki şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay Kararlarına Göre Kiralayanın Konut İhtiyacının Kabul Edildiği Başlıca Haller
Yargıtay kararlarına göre kiralayanın konut ihtiyacının kabul edildiği başlıca hallerşunlardır:
1. Ailevi İhtiyaçlar: Yargıtay, kiralayanın ailevi ihtiyaçlarını gerekçe göstererek tahliye taleplerini kabul etmektedir. Örneğin, kiralayanın evlenmesi, çocuk sahibi olması, aile büyümesi gibi durumlar, konut ihtiyacını meşru bir gerekçe olarak kabul edilebilir.
2. Sağlık Sorunları: Kiralayanın veya birinci derece yakınının sağlık sorunları, Yargıtay tarafından konut ihtiyacının kabul edilebileceği bir sebep olarak değerlendirilebilir. Örneğin, kiralayanın ya da birinci derece yakınının ciddi bir sağlık sorunu varsa ve bu sorunun tedavi edilmesi veya sağlığın korunması için özel bir konuta ihtiyaç duyuluyorsa, tahliye talepleri kabul edilebilir.
3. Yaşlılık veya Engellilik Durumu: Kiralayanın yaşlılık veya engellilik durumu, konut ihtiyacının kabul edilebileceği bir başka durumdur. Eğer kiralayan veya birinci derece yakını yaşlı veya engelli ise ve konutun fiziksel özellikleri bu durumu desteklemek için uygun değilse, tahliye talepleri Yargıtay tarafından kabul edilebilir.
4. İş veya Eğitim Nedenleri: Yargıtay, kiralayanın iş veya eğitim nedenleriyle tahliye taleplerini de değerlendirebilmektedir. Örneğin, kiralayanın iş yeri veya eğitim kurumu yakınlarında oturması gerekiyorsa ve mevcut konut bu ihtiyacı karşılamıyorsa, konut ihtiyacının kabul edilebileceği haller arasında yer alabilir.
Yukarıda belirtilen durumlar, Yargıtay kararlarına dayanarak kiralayanın konut ihtiyacının kabul edildiği başlıca hallerdir. Ancak her durum, ayrıntılı olarak incelenmeli ve mahkeme kararlarına bağlı olarak değerlendirilmelidir.
Tahliye Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Tahliye davasında görevli ve yetkili mahkeme, davanın niteliğine ve konusuna göre değişiklik gösterebilir. İşte genel olarak tahliye davalarında görevli ve yetkili mahkemeler:
1. İcra Mahkemeleri: Kiracının kira borcunu ödememesi nedeniyle tahliye davası açılması durumunda, icra mahkemeleri görevli ve yetkilidir. İcra mahkemeleri, kira alacaklarının tahsili ve taşınmazın tahliyesi gibi konularda karar verebilir.
2. Sulh Hukuk Mahkemeleri: Kiralanan taşınmazın tahliyesi ile ilgili diğer sebepler (örneğin, kiralanan taşınmazın yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye edilmesi) için sulh hukuk mahkemeleri görevli ve yetkilidir. Bu durumda, tahliye davası sulh hukuk mahkemesinde açılır ve mahkeme kararıyla taşınmazın tahliyesi sağlanır.
3. Aile Mahkemeleri: Yargıtay kararlarına göre, kiraya verenin ailevi ihtiyaçları nedeniyle tahliye davası açılması durumunda aile mahkemeleri görevli ve yetkilidir. Kiraya verenin ailevi ihtiyacını gerekçe göstererek tahliye talebi, aile mahkemesinde değerlendirilir.
Tahliye davasında görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesi, davanın niteliğine bağlı olarak değişebilir. Mevcut mahkeme kararları dikkate alınmalı ve dava, doğru mahkemede açılmalıdır.
Tahliye Davası Ne Kadar Sürer?
Tahliye davasının süresi, birçok faktöre bağlı olarak değişebilir ve kesin bir süre belirtmek mümkün değildir. Tahliye davasının süresi, davaya ilişkin detaylara, mahkemenin iş yoğunluğuna, tarafların delil sunma sürelerine uyup uymamasına, mahkeme süreçlerine ve diğer etkenlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Genellikle tahliye davaları, diğer davalarla karşılaştırıldığında hızlı sonuçlanabilen davalardır. İcra mahkemelerinde görülen tahliye davalarında, mahkeme sürecinin daha hızlı ilerlemesi ve icra takibinin etkili olması nedeniyle sonuç daha kısa sürede alınabilir.
Ancak, sulh hukuk mahkemelerinde veya aile mahkemelerinde görülen tahliye davalarında süreç daha uzun olabilir. Bu tür davalar, daha fazla delil sunumu, duruşmaların ertelenmesi veya taraflar arasında uzlaşma girişimleri gibi faktörler nedeniyle daha uzun sürebilir.
Bununla birlikte, tahliye davasının tam olarak ne kadar süreceği konusunda net bir zaman çerçevesi vermek mümkün değildir. Davanın süreci, mahkemenin iş yoğunluğuna, tarafların taleplerine, delil sunum sürelerine, duruşmaların sıklığına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterecektir.
Tahliye davası sürecinde tarafların bir avukatla çalışması, davaya ilişkin belgeleri ve delilleri eksiksiz sunmaları, mahkeme süreçlerine ve duruşmalara düzenli katılım sağlamaları, davayı hızlandırabilir ve sürecin daha verimli ilerlemesine yardımcı olabilir.
Kira Tespit Davası Hangi Tarihten İtibaren Geçerlidir?
Kira tespit davası, kiralanan taşınmazın kira bedelinin tespit edilmesi amacıyla açılan bir davadır. Kira tespit davası, kiracı veya kiraya veren tarafından dava açılmadan önce, kira sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren geçerlidir.
Yani, kira tespit davası, kira sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren açılabilir. Kiracı veya kiraya veren, kira bedelinin tespit edilmesi veya kira bedelinde bir değişiklik talep etmesi durumunda, kira tespit davası açarak kira bedelinin belirlenmesini veya revize edilmesini talep edebilir.
Kira tespit davası, kira sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren geçerli olduğu için, davacının kira bedelini tespit etme veya değiştirme talebini bu süre içinde yapması önemlidir. Kiracı veya kiraya veren, kira bedelinin tespiti veya revize edilmesi için uzun bir süregeçtikten sonra dava açarsa, mahkeme bu durumu dikkate alabilir ve talebi reddedebilir.
Kira Tespit Davasında Dava Değeri Nasıl Belirlenir?
Kira tespit davasının dava değeri, kiralanan taşınmazın yıllık kira bedeli üzerinden belirlenir. Dava değeri, kira tespit davasının konusu olan kira bedelinin yıllık tutarıdır.
Kira tespit davası açıldığında, davanın değeri mahkemeye sunulan deliller ve talepler doğrultusunda belirlenir. Davacı taraf, kira bedelinin tespitini veya revize edilmesini talep ederken, bu talebe ilişkin belgeler ve deliller sunar. Bu belgeler arasında kira sözleşmesi, kira beyannamesi, piyasa değerine ilişkin bilgiler, benzer taşınmazların kira bedelleri gibi bilgiler yer alabilir.
Mahkeme, tarafların delillerini ve taleplerini değerlendirerek, kira bedelinin doğru bir şekilde belirlenmesi veya revize edilmesi için karar verir. Mahkeme, dava değerini belirlerken, kiralanan taşınmazın yıllık kira bedelini dikkate alır. Davalı taraf ise bu bedele itiraz edebilir ve kendi delillerini sunarak farklı bir kira bedeli talep edebilir.
Dava değeri, kira tespit davasının ekonomik önemini yansıtan bir unsurdur. Davanın değeri, mahkemenin görevli olduğu dereceye ve diğer hukuki prosedürlere etki edebilir.
Kira tespit davası açmadan önce, dava değerinin doğru bir şekilde belirlenmesi için bir hukuk uzmanından danışmanlık almanız önemlidir. Uzman bir avukat, dava değerinin belirlenmesinde ve delillerin sunulmasında size rehberlik edebilir.
Kira Bedelinin Tespiti Ve Tahliye Davasının Terditli Dava Olarak Açılması
Kira bedelinin tespiti davası ve tahliye davası terditli dava olarak aynı anda açılabilir. Terditli dava, bir davanın açıldığı mahkemece aynı davaya ilişkin başka bir talebin değerlendirilmesi amacıyla açılan davadır. Kira bedelinin tespiti davası ve tahliye davası arasında bağlantı olduğunda, taraflar aynı anda terditli dava açabilir.
Örneğin, kiraya veren kira bedelinin tespitini veya revize edilmesini talep etmek ve aynı zamanda kiracının tahliyesini istemek için tahliye davası açabilir. Bu durumda, terditli dava olarak tahliye davası açılmış olur ve mahkeme hem kira bedelinin tespiti veya revize edilmesini hem de kiracının tahliyesini aynı dava sürecinde değerlendirir.
Terditli davalarda, tarafların ilgili taleplerini ve gerekçelerini ayrıntılı olarak sunması ve delilleri sağlaması önemlidir. Mahkeme, tarafların delillerini değerlendirir, gerekli incelemeleri yapar ve her iki talebi de ayrıntılı bir şekilde ele alır. Sonuç olarak, mahkeme her iki talebi de kabul edebilir, sadece bir talebi kabul edebilir veya her iki talebi reddedebilir.
Tahliye Davası Ve Kira Tespit Davası Aynı Anda Açılabilir mi?
Türk hukukunda tahliye davası ve kira tespit davası aynı anda açılabilmektedir. Tahliye davası, kiracının tahliyesini talep ettiği bir dava iken, kira tespit davası ise kira bedelinin tespiti veya revize edilmesini talep ettiği bir davadır. Bu nedenle, tahliye davası ve kira tespit davası farklı talepler üzerine açılan davalar olduğu için aynı anda açılabilirler.
Kiraya veren, kiracının tahliyesini talep etmek için tahliye davası açarken aynı zamanda kira bedelinin tespitini veya revize edilmesini talep etmek için kira tespit davası da açabilir. Benzer şekilde, kiracı da tahliye davasına karşı savunma yaparken kira bedelinin tespitini veya revize edilmesini talep etmek için kira tespit davası açabilir.
Ancak, her davanın kendi prosedürleri ve süreçleri bulunduğu için, aynı anda açılan tahliye davası ve kira tespit davası ayrı ayrı işlenebilir. Mahkeme, her iki davayı da ayrı olarak değerlendirecek ve ilgili hükümler doğrultusunda karar verecektir.
Tahliye davası ve kira tespit davası aynı anda açılabilmekle birlikte, her dava kendi talepleri ve delilleri doğrultusunda ilerleyeceği için ayrı ayrı değerlendirilir.
Kiracı Alt Kiracıya Tahliye Davası Açabilir mi?
Kiracı alt kiracıya tahliye davası açabilir. Kiracı, kiralanan taşınmazı alt kiracıya kiralamışsa ve alt kiracı kiraya verenin haklarını ihlal ediyor veya kira sözleşmesini ihlal ediyorsa, kiracı alt kiracıya karşı tahliye davası açma hakkına sahiptir.
Kiracı, alt kiracının kira bedelini ödememesi, kiracılık hukukuna aykırı davranması, taşınmazı izinsiz alt kiraya vermesi gibi durumları gerekçe göstererek tahliye davası açabilir. Bu durumda, kiracı alt kiracıya karşı tahliye davası açarak alt kiracının tahliyesini talep edebilir.
Ancak, alt kiracının hakları da gözetilmelidir. Kiracının alt kiracıya tahliye davası açması durumunda, alt kiracı kendi savunmasını yapabilir ve tahliye talebine itiraz edebilir. Mahkeme, tarafların delillerini ve savunmalarını dikkate alarak kararını verecektir.
Kira Tespit Davası İhtar Şartı Var mı?
Kira tespit davası için ihtar şartı bulunmamaktadır. Kira tespit davası, kiralanan taşınmazın kira bedelinin tespiti veya revize edilmesi amacıyla açılan bir davadır. Bu davada, kiracı veya kiraya verenin önceden bir ihtarname gönderme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Kira tespit davası, kira sözleşmesinin yapılması veya yenilenmesi aşamasında belirlenen kira bedelinin adaletli bir şekilde tespit edilmesi veya mevcut kira bedelinin revize edilmesi için açılır. Taraflar, kira bedelinin doğru bir şekilde belirlenmesi için gerekli delilleri sunar ve mahkeme kararı ile kira bedeli kesinleşir.
Ancak, kira tespit davası açılmadan önce taraflar arasında anlaşmazlık olduğu durumlarda, taraflar kira bedelinin belirlenmesi veya revize edilmesi için önceden bir müzakere veya ihtarname süreci gerçekleştirebilir. Bu süreçte, taraflar kira bedelinde anlaşmaya varabilir veya ihtilafı çözmek için arabuluculuk veya uzlaşma yoluna gidebilirler. Ancak bu, kira tespit davasının açılması için bir ön şart değildir.
Özet olarak, kira tespit davası için ihtarname gönderme şartı bulunmamaktadır. Davaya ilişkin delillerin sunulması ve mahkeme kararı ile kira bedelinin belirlenmesi veya revize edilmesi sağlanır.
Kiracı İle Ev Sahibi Arasında Kira Kontratı Olmazsa Ne Olur?
Kiracı ile ev sahibi arasında kira kontratı olmazsa, hukuki ilişki genellikle “ağızdan yapılan sözleşme” veya “fiili durum” üzerine kurulmuş kabul edilir. Yani, taraflar arasında kira kontratı yazılı olarak yapılmamış olsa bile, kiracı ve ev sahibi arasındaki sözlü anlaşma veya fiili durum, kira ilişkisini geçerli kılar.
Bu durumda, Türk Medeni Kanunu hükümleri ve ilgili kira yasaları geçerli olur. Kiracı ve ev sahibi arasında bir anlaşmazlık çıktığında veya sorunlar ortaya çıktığında, hukuki prosedürler ve yasal düzenlemeler devreye girer.
Örneğin, kiracı kira bedelini ödememesi durumunda, ev sahibi kiracıya ödeme ihtarı gönderebilir ve ödeme yapılmadığı takdirde icra takibi başlatabilir. Kiracı, kiralanan taşınmazın bakım ve onarımlarını yerine getirmemesi durumunda ev sahibine yazılı olarak bildirim yapılması ve gerektiğinde yasal süreler verilmesi gerekebilir.
Kısacası, kiracı ile ev sahibi arasında kira kontratı olmadığı durumlarda, hukuki ilişki geçerli olmakla birlikte, taraflar arasında oluşabilecek sorunların çözümü Türk Medeni Kanunu ve ilgili yasal düzenlemelerle belirlenen prosedürlere göre yapılır. Bu nedenle, kiracı ve ev sahibi arasında yazılı bir kira sözleşmesi yapılması, hakların ve yükümlülüklerin daha net belirlenmesi açısından önemlidir.
Kaç Yıllık Kiracıya Tahliye Davası Açılır?
Kaç yıllık kiracıya tahliye davası açılacağı konusunda belirli bir yıl sayısı bulunmamaktadır. Tahliye davası, kiracının kira sözleşmesini ihlal etmesi veya tahliye sebepleri nedeniyle kiracının tahliyesinin istendiği bir davadır.
Tahliye davası açmak için kiracının kaç yıldır taşınmazı kiraladığından ziyade, davayı açan tarafın talebi ve gerekçeleri önemlidir. Kiraya veren, kiracının tahliyesini talep etmek için tahliye sebeplerine dayanarak dava açabilir. Bunlar, kira bedelinin ödenmemesi, kiracılık hukukuna aykırı davranışlar, taşınmazın yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye edilmesi gibi nedenler olabilir. Bu nedenler, kiracının taşınmazı kaç yıldır kiraladığından daha önemlidir.
Ancak, kiracının kira sözleşmesi süresi dolmadan tahliye davası açılabilmesi için belirli bir süre geçmiş olması gerekebilir. Örneğin, kiracının kira sözleşmesi süresi 3 yıldan fazlaysa, kiraya verenin kira sözleşmesi süresinin bitimine 1 yıl kala tahliye davası açması gerekmektedir. Ancak bu süreler, kira sözleşmesinin özel şartlarına veya taraflar arasında yapılan anlaşmalara bağlı olarak değişebilir.
Sonuç olarak, Türk hukukunda tahliye davası açmak için kaç yıllık kiracı olunduğu değil, dava açan tarafın talepleri ve gerekçeleri önemlidir. Tahliye davası için belirli bir yıl sayısı bulunmamaktadır ve her durum ayrıntılı olarak incelenmeli ve ilgili yasal düzenlemeler göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.
Tahliye Davası Devam Ederken Kira Artışı
Tahliye davası devam ederken kira artışı talep etmek mümkündür. Tahliye davası, kiracının tahliyesini talep ettiği bir davadır ve kira bedelinin artırılması veya revize edilmesiyle doğrudan ilişkili değildir. Dolayısıyla, tahliye davası devam ederken kiraya veren kira artışı talebinde bulunabilir.
Kira artışı talebi için ise kiralanan taşınmazın bulunduğu bölgenin kira artış oranlarına, piyasa koşullarına ve ilgili yasal düzenlemelere uyulması gerekmektedir. Kiraya veren, kira artışını talep etmek için geçerli sebepleri ve dayanakları belirtmelidir.
Kiraya veren, tahliye davası sürerken kira artışı talebinde bulunmak için genellikle ayrı bir yazılı bildirim veya kira artışı tebligatı gönderir. Bu bildirimde, kira bedelinin artırılma gerekçeleri, artış miktarı ve artışın geçerli olacağı tarih belirtilmelidir. Kiracı, kira artışı talebine ilişkin itiraz hakkına sahiptir ve bu itirazlar yasal süreç içerisinde değerlendirilir.
Ancak, tahliye davası sürerken kira artışı talebinde bulunmanın bazı pratik zorlukları olabilir. Tahliye davası, kiracının tahliyesini hedeflediği bir dava olduğu için, kiraya verenin kira artışı talebini mahkemeye bildirmesi ve davayla ilgili ayrı bir süreç yürütmesi gerekebilir. Mahkeme, kira artışı talebini tahliye davası sürecine dahil eder veya ayrı bir prosedür izleyebilir.
Sonuç
Emef Hukuk Borçlar Hukuku konusunda uzman kadrosu ile hizmet vermektedir. Kira ve tahliye davaları genel olarak karmaşık bir takım prosedürler gerektirmektedir. Bu konuda bir hak kaybına uğramamak adına uzman bir avukat ile yola çıkmak her zaman yararınıza olacaktır.