Hizmet tespit davası, sigortasız veya eksik sigortalı çalışanların, geçmişteki çalışma sürelerini ve kazançlarını belirlemek amacıyla açtığı bir davadır. Bu dava ile işçiler, eksik veya hiç bildirilmemiş olan çalışma sürelerini kanıtlayarak emeklilik veya diğer sosyal güvenlik haklarına daha sağlam bir temel oluşturabilirler. Aynı şekilde işverenler de çalışanların geçmiş çalışma sürelerini ve kazançlarını doğru bir şekilde belirlemek için bu davayı kullanabilirler.
Hizmet Tespit Davası Nedir?
Hizmet tespit davası, Sosyal Güvenlik Hukuku kapsamında yer alan bir dava türüdür ve prim gün sayısı ile prime esas kazancın tespiti konularında oldukça önemli bir rol oynar. Hizmet tespit davası, bir çalışanın veya işverenin, sosyal güvenlik primlerinin veya çalışma sürelerinin eksik veya hatalı olarak kaydedildiği durumları düzeltebilmek amacıyla açtığı bir hukuki süreçtir. Bu davalar, emeklilik hakkı elde etmek isteyen bireyler için hayati bir öneme sahiptir. Bu tür davalarda, genellikle çalışanlar, çalışma hayatları boyunca gerçekleştirdikleri çalışmaların ve bu çalışmaların sosyal güvenlik primlerinin doğru bir şekilde kaydedilmediğini iddia ederler. Çalışmaları Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmemiş veya eksik bildirilmiş olan işçiler, bu dava yoluyla çalışmalarının tespitini talep edebilirler.
Özellikle 1999 öncesi hizmet tespit davası, “EYT” (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) tartışmalarının gündeme geldiği dönemlerde önemli bir konu haline gelmiştir. EYT, belirli bir yaşa ve prim ödeme süresine ulaşmış ancak emeklilik yaşını doldurmadan emekli olamayan kişileri ifade eder. Bu kişiler, prim gün sayıları veya prime esas kazançlarının eksik veya yanlış bildirilmesi gibi nedenlerle emeklilik hakkını tam olarak kullanamazlar. Bu nedenle, bu kişilerin emeklilik haklarını doğru bir şekilde belirlemek için hizmet tespit davası açmaları önem kazanmıştır.
Hizmet tespit davaları, Sosyal Güvenlik Hukuku’nun karmaşık bir alanına ait olduğundan, bireylerin veya işverenlerin profesyonel hukuki destek alması genellikle önerilir. Davanın amacına uygun olarak gerekli belgelerin toplanması ve sunulması, davayı açan tarafın sorumluluğundadır.
Sonuç olarak, hizmet tespit davaları, sosyal güvenlik haklarını doğru ve adil bir şekilde belirlemek isteyen kişiler için önemli bir hukuki araçtır. Bu davalar, emeklilik hakkıyla ilgili konularda adaletin sağlanmasına yardımcı olabilir.
Hizmet Tespit Davası İle Ulaşılmak İstenen Amaçlar
- Emeklilik Hakkı: Çalışanlar, emeklilik hakkı elde etmek veya emeklilik yaşını doldurduklarında daha yüksek bir emekli maaşı almak amacıyla geçmişteki çalışmalarını ve prim ödemelerini düzeltmek isteyebilirler. Eksik veya hatalı prim kayıtları nedeniyle emeklilik hakkını tam olarak kullanamayan kişiler, hizmet tespit davası açarak geçmiş çalışmalarını kanıtlamaya çalışırlar.
- Sosyal Haklar: Sosyal güvenlik sistemlerine kayıtlı çalışanlar, sağlık sigortası, iş kazası veya meslek hastalığı gibi sosyal haklardan yararlanmak için prim öderler. Eksik veya hatalı prim ödemeleri nedeniyle bu haklardan yeterince yararlanamayan kişiler, bu tür davalara başvurabilirler.
- İş Hukuku: İşverenler de hizmet tespit davası açabilir. Örneğin, bir işveren, belirli bir çalışanının işverenine ait olmayan bir dönemde çalıştığını veya yanlış bir süre boyunca kayıtlı olduğunu düşünüyorsa, bu durumu düzeltmek için hizmet tespit davası açabilir.
Hizmet tespit davaları, tarafların ilgili belgeleri toplaması, tanıkları sunması ve mahkeme sürecini takip etmesi gereken karmaşık hukuki işlemlerdir. Davalar, sosyal güvenlik hukuku ve iş hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlar tarafından yönlendirilmelidir. Bu avukatlar, taraflara uygun stratejiler sunabilir ve davanın yürütülmesinde yardımcı olabilirler.
Bu yazımızla birlikte bağkur tespit davası başlıklı makalemizi de okuyabilirsiniz.
Hizmet Tespiti Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Hizmet tespit davası hangi mahkemede açılır? Hizmet tespit davası; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olan İş Mahkemelerine açılır. İş Mahkemeleri bu konuda yetkilidir.
Hizmet tespiti davaları, genellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olan İş Mahkemeleri tarafından görülmektedir. İş Mahkemeleri, iş hukukuyla ilgili davalara bakan özel mahkemelerdir ve işçi-işveren ilişkileri, çalışma koşulları, iş sözleşmesi uyuşmazlıkları gibi konuları ele alırlar. Bu nedenle hizmet tespiti davaları da İş Mahkemeleri’nin yetki alanına girmektedir.
Hizmet tespiti davalarının görüldüğü İş Mahkemeleri, ilgili mevzuata göre davalı tarafın işyerinin bulunduğu yerde veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Yani davayı açan tarafın veya davalının yerleşim yerine göre farklı İş Mahkemeleri bu tür davaları görebilir.
Hizmet tespiti davaları, işçi ve işveren arasında yaşanan anlaşmazlıkları veya eksik/yanlış prim ödeme durumlarını çözmek amacıyla açıldığından, İş Mahkemeleri doğru yerlerdir çünkü iş hukuku konularında uzmanlaşmış bu mahkemelerde, ilgili yasalara uygun olarak davaların çözümlenmesi sağlanır.
Arasındaki ilgiden dolayı bu makalemiz ile birlikte 1 günlük hizmet tespit davası başlıklı makalemizde size faydalı olabilir.
Hizmet Tespit Davasında Davacı Sıfatı
Hizmet tespit davasında davacı sıfatı, davayı açan tarafı ifade eder. Bu dava türünde, genellikle çalışanlar veya işverenler davacı olarak ortaya çıkarlar. Hangi tarafın davacı olduğu, davanın niteliğine ve nedenine bağlıdır. İşte bazı örnekler:
- Çalışan Davacı: Bir işçi, emeklilik hakkını elde etmek veya emekli maaşını artırmak amacıyla geçmişteki çalışmalarının eksik veya hatalı kaydedildiğini düşünüyorsa, hizmet tespit davası açabilir. Aynı şekilde sosyal haklarını (örneğin sağlık sigortası, iş kazası tazminatı) almak için de hizmet tespit davası açabilir.
- İşveren Davacı: İşveren de bazen işçinin çalışma süresini veya prim ödemelerini düzgün bir şekilde kaydedemediğini düşünebilir. Bu gibi durumlarda işveren, hizmet tespit davası açarak işçinin gerçek çalışma sürelerini veya prim ödemelerini belirlemeye çalışabilir.
Davacı sıfatı, davanın amacına ve dava sürecinin gerçeklerine bağlı olarak değişebilir. Hizmet tespit davalarında davacı olan taraf, eksik veya hatalı kayıtların düzeltilmesini ve emeklilik hakkı gibi sosyal güvenlik haklarının doğru bir şekilde belirlenmesini talep eder.
Sosyal Güvenlik Hukuku’na göre hizmet tespit davasında davacı sıfatı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sigortalı olarak nitelendirilen kişilere veya bu kişilerin ölümü halinde hak sahiplerine aittir. Dava işveren aleyhine açıldığında işveren davalı olarak gösterilir.
Özellikle 2014 yılında yapılan yasal düzenleme ile Sosyal Güvenlik Kurumu‘nun (SGK) davalı sıfatı yerine fer’i müdahil (kendisine haber verilen) olarak mahkemeye katılabileceği belirtilmiştir. Bu, SGK’nın davaya müdahil olarak katılmasına ve dava sürecinde görüş bildirmesine olanak tanımaktadır. Ayrıca, bu fer’i müdahil olarak katılan SGK’nın, davanın sonucuna karşı temyiz yetkisi bulunabilir.
Hizmet Tespiti Davası Ne Zaman Açılır?
Hizmet tespit davası, genellikle çalışanlar veya işverenler tarafından, geçmişteki çalışma süreleri, prim ödemeleri veya sosyal güvenlik hakları konusunda bir belirsizlik olduğunda veya haksızlık olduğunda açılır. İşte hizmet tespit davasının açılabileceği bazı durumlar:
- Emeklilik Hakkının Belirlenmesi: Bir çalışan emeklilik hakkını elde etmek veya daha yüksek bir emekli maaşı almak amacıyla, geçmişteki çalışma sürelerinin eksik veya hatalı kaydedildiğini düşünüyorsa, hizmet tespit davası açabilir. Bu tür davalarda, emeklilik için gerekli prim günü sayısının veya emeklilik yaşının tamamlanıp tamamlanmadığı belirlenir.
- Sosyal Hakların Talebi: Sosyal güvenlik hakları, sağlık sigortası, iş kazası tazminatı gibi hakları elde etmek veya bu haklardan yararlanmak isteyen kişiler, eksik veya hatalı prim ödeme kayıtları nedeniyle hizmet tespit davası açabilirler.
- Prim Ödemelerinin Düzeltilmesi: İşverenler, işçinin prim ödemelerinin eksik veya hatalı olduğunu düşünüyorsa veya çalışanın farklı bir dönemde çalıştığını düşünüyorsa, hizmet tespit davası açarak prim ödeme kayıtlarının düzeltilmesini talep edebilirler.
- SGK ile Anlaşmazlık Durumları: Sosyal Güvenlik Kurumu ile işçi veya işveren arasında prim ödemeleri, sigortalılık durumu gibi konularda anlaşmazlık yaşanıyorsa, taraflar bu tür konuları çözmek için hizmet tespit davası açabilirler.
Hizmet tespit davasının açılma zamanı, belirsizlik veya haksızlığın tespit edildiği anı yansıtacaktır. Bu nedenle, her durumda davayı açmadan önce uzman hukuki danışmanlık almanız önemlidir. Hukuki prosedürler, belge toplama ve sunma gereksinimleri ve yasal süreçler hakkında daha fazla bilgi edinmek, davayı etkili bir şekilde yönetmek açısından faydalı olacaktır.
Hizmet Tespit Davası Zamanaşımı
Hizmet tespit davası zamanaşımı süresi ne kadardır? 5510 sayılı kanuna göre hizmet tespit davasının zamanaşımı süresi, sigortalılık veya prim ödeme kayıtlarındaki yanlışlıklara yönelik olarak on yıldır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu‘na göre hizmet tespit davasının zamanaşımı düzenlemesi vardır. Bu kanuna göre hizmet tespit davasının zamanaşımı süresi, sigortalılık veya prim ödeme kayıtlarındaki yanlışlıklara yönelik olarak on yıldır. Yani, hizmet tespit davasını açmadan önce ilgili davadaki yanlışlığın meydana geldiği tarihten itibaren on yıl içinde dava açılması gerekmektedir. Bu süre, davacının emeklilik hakkı veya sosyal güvenlik hakları gibi konularda yanlışlıkları düzeltmek istediği durumları kapsar.
Hizmet tespit davasının zamanaşımı, davaya konu olayların meydana geldiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde davanın açılması gerektiğini ifade eder. Zamanaşımı, hukuki taleplerin belirli bir süre sonunda hukuki koruma taleplerini ortadan kaldırabilir. Zamanaşımı süresi, ülkenin yasal düzenlemelerine ve konuya özgü faktörlere göre değişebilir.
Hizmet Tespit Davasında Sigortalılık
Hizmet tespit davası, genellikle sigortalılık durumunu doğru bir şekilde belirlemek veya sigortalı olarak kabul edilmek isteyen kişiler tarafından açılan bir davadır. Sigortalılık durumu, kişinin bir işyerinde çalışarak sosyal güvenlik primleri ödemesi sonucu sigortalı olarak kabul edilip edilmediğini ifade eder. Hizmet tespit davasında sigortalılık durumu, çalışma süresi boyunca ödenen primlerin ve işyerindeki çalışma durumunun kanıtlanması gereken önemli bir faktördür.
Örneğin, bir kişi geçmişte bir işyerinde çalıştığını ancak bu çalışmasının sigortalı olarak kaydedilmediğini düşünüyorsa veya belirli bir dönemde sigortalı çalıştığına dair belgeleri kaybetmişse, hizmet tespit davası açarak sigortalılığını ve bu dönemdeki prim ödemelerini kanıtlayarak haklarını koruma amacı güdebilir.
Hizmet tespit davasında sigortalılık durumunun kanıtlanması, çalışılan dönemin, işyerinin, prim ödemelerinin ve diğer ilgili detayların belgelerle desteklenmesini gerektirir. Bu belgeler, iş sözleşmeleri, maaş bordroları, işyeri kayıtları ve diğer resmi evraklar olabilir. Hizmet tespit davasında sigortalılık durumu, çalışanın veya işverenin, geçmiş çalışma ilişkilerini kanıtlamak ve gerektiğinde yanlış bilgileri düzeltmek için önemli bir unsurdur.
Hizmet Tespiti Davasında Araştırma Usulü
Hizmet tespit davaları, eksik veya yanlış kaydedilen çalışma süreleri, prim ödemeleri veya sigortalılık durumlarını düzeltmek amacıyla açılan davalardır. Bu tür davaların incelenmesi ve çözümlenmesi için belirli bir usul ve süreç izlenir. İşte hizmet tespiti davasında izlenen temel araştırma usulü:
- Belge İncelenmesi: Davayı açan taraf, geçmiş çalışmalarını ve prim ödemelerini destekleyen belgeleri toplar. Bu belgeler arasında iş sözleşmeleri, maaş bordroları, işyeri kayıtları, SGK bildirgeleri gibi resmi evraklar yer alabilir. Bu belgeler, davacının iddialarını ve çalışma geçmişini kanıtlamak için kullanılır.
- Tanıkların İfadeleri: Davacı veya davaya taraf olan kişiler, çalışma süreleri veya sigortalılık durumu konusunda tanıklık edebilir. Tanıkların ifadeleri, davacının iddialarını desteklemek veya çürütmek için kullanılır.
- SGK Kayıtları İncelemesi: Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından tutulan kayıtlar ve bildirgeler incelenir. Bu kayıtlar, çalışanın prim ödemelerini, sigortalılık durumunu ve diğer ilgili bilgileri içerebilir. Bu kayıtlar, davada sunulan iddiaların doğruluğunu belirlemek için kullanılır.
- Uzman Görüşleri: Hukuk veya iş hukuku konusunda uzman görüşleri, davayı incelemek ve çözümlendirmek için alınabilir. Uzman görüşleri, davada ortaya çıkan teknik veya uzmanlık gerektiren konuların aydınlatılmasına yardımcı olabilir.
Hizmet tespit davaları, karmaşık ve detaylı bir inceleme gerektiren davalardır. Bu nedenle uzman hukuki danışmanlık almak ve gerekli belgeleri toplamak, davayı etkili bir şekilde yönetmek açısından önemlidir.
Hizmet Tespit Davası Bordro Tanığı
Hizmet tespit davasında “bordro tanığı”, çalışanın veya işverenin davasını desteklemek veya çürütmek amacıyla davaya getirilen bir tanıktır. Bordro tanığı, ilgili döneme ait maaş bordrolarını ve bu bordrolarda yer alan bilgileri sunarak mahkemeye tanıklık eder. Bu tanıklık, çalışanın belirli bir dönemde çalıştığını veya prim ödemelerini düzenli olarak gerçekleştirdiğini doğrulamaya veya çürütmeye yöneliktir.
Bordro tanığı, genellikle işveren veya işyeri yetkilileri olabilir. Bu tanıklar, işyerindeki çalışma durumunu, ödenen maaşları, prim ödemelerini ve diğer ilgili finansal detayları anlatarak mahkemeye katkıda bulunurlar. Bu bilgiler, davanın amacına bağlı olarak çalışanın veya işverenin iddialarını destekleyebilir veya çürütebilir.
Bordro tanığı olarak gösterilen kişi, mahkemede gerçekleri açık ve dürüst bir şekilde ifade etmelidir. Mahkeme, tanığın ifadelerini değerlendirerek davanın sonucunu belirler. Bordro tanığı, iş hukuku ve çalışma ilişkileri konusunda bilgi sahibi olmalı ve davayla ilgili belgeleri doğru bir şekilde sunabilmelidir.
Hizmet tespit davasında, bordro tanığı gibi diğer tanıkların ifadeleri ve sunulan belgeler, davanın çözümlenmesinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, davayı etkili bir şekilde yönetmek ve mahkemeye sunulacak delilleri düzenlemek için uzman hukuki danışmanlık almanız önemlidir.
Eyt İçin Hizmet Tespit Davası
EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) konusu, Türkiye’deki emeklilik sistemi içinde yer alan bir meseledir ve hizmet tespit davası ile ilgili olabilir. EYT, belirli bir yaş ve prim ödeme koşulunu yerine getirmiş ancak emekli olma yaşını doldurmadan emekli olamayan kişileri ifade eder.
EYT için hizmet tespit davası, belirli bir dönemdeki eksik veya hatalı prim ödemelerini düzeltmek, çalışma sürelerini kanıtlamak ve emeklilik hakkını güvence altına almak amacıyla açılabilir. Örneğin, EYT kapsamında emekli olmak isteyen bir kişi, belirli bir dönemde sigortalı olarak çalıştığını ancak prim ödemelerinin eksik veya hatalı olduğunu düşünüyorsa, hizmet tespit davası açarak geçmiş çalışma sürelerini ve prim ödemelerini belgelemeye çalışabilir.
Bu tür bir dava sürecinde, çalışma geçmişini ve prim ödemelerini kanıtlayan belgeler, iş sözleşmeleri, maaş bordroları, SGK bildirgeleri gibi dokümanlar sunulur. Ayrıca tanıklar da çalışma durumu ve prim ödemeleri konusunda mahkemeye ifade verebilirler.
EYT için hizmet tespit davası için uzman bir hukuk danışmanından bilgi ve yardım almanız önemlidir, çünkü emeklilik hukuku karmaşık olabilir ve güncel düzenlemeler dikkate alınmalıdır.
Sonuç
Hizmet tespit davası EYT açısından son günlerde önem arz eden konulardan birisi olmuştur. Ancak hukuki olarak bu konuda yola çıkmak karmaşık prosedürler çerçevesinde kişiyi zorlayabilir. Bu anlamda konusunda uzman bir avukat desteği ile yola çıkmak her zaman lehinize olacaktır.
Emef Hukuk iş hukuku konusunda 20 yıla varan tecrübesi ile hizmet vermektedir. Genel olarak iş hukuku avukatı anlamında müvekkilleri için en uygun çalışmayı yürütmekte ve sonuçlarını da almaktadır.